Şehir:
İzmir
Medeni Durum:
Bekar
Etnik Köken:
Türk
Burç:
Başak
Boy:
168
Kilo:
58
Sigara Kullanımı:
Hayır
Alkol Kullanımı:
Hayır
Benim adım Öykü, ve yaşamı her yönüyle kucaklamayı bir tutku olarak kabul eden bir kadınım. Zamanla öğrendim ki, hayat sadece nefes almak değil; her anı, her duyguyu, her zorluğu bir anlamla yaşamak ve değerini bilmektir. Bunu anlayabilmek içinse zaman zaman düşüp kalkmak, bazen yaralar almak, ama her defasında ayağa kalkmayı öğrenmek gerekir. Ve ben bunu öğrenerek büyüdüm. İlk yıllarım, küçük bir kasabada geçti. Birçok insanın hayal edemeyeceği kadar huzurlu ve sadeydi. Ama bir o kadar da küçük dünyamda büyük hayallerim vardı. Ailem çok sevgi dolu, ama aynı zamanda biraz geleneksel ve sınırlı düşünceliydi. Ancak ben, kalbimde her zaman daha fazlasını hissediyordum. Gözlerimdeki o parıltı, bana hayatta her şeyin mümkün olduğunu, sınırlamaların sadece dışarıdan gelen engeller olduğunu gösteriyordu.
Çocukken çok kitap okurdum. Romanlar, şiirler, öyküler… Her biri bana dünyanın farklı renklerini, seslerini ve yüzlerini tanıttı. O zamanlar, hayatın bir yolculuk olduğunu ve o yolculukta sadece kendime değil, başkalarına da anlam katmayı çok istediğimi fark ettim. Birlikte olmanın, bir yolda yürürken yan yana ilerlemenin, en büyük haz olduğunu düşündüm.
Gençliğimin başında, dış dünyaya dair umutlarım ve beklentilerim büyüdü. Ailem tarafından yönlendirilmiş, ama aynı zamanda içsel dünyamda bir şeylerin daha farklı olmasını isteyen bir kızdım. Genç bir kadın olarak, bana çizilen yoldan sapmam gerektiğini fark ettim. Üniversiteye gitmek, yeni insanlarla tanışmak, dünyayı farklı gözlerle görmek istiyordum.
izmir’e taşındım. Bu şehir, enerjisiyle beni büyüledi. Her sokak, her insan, her an bir başka fırsat sunuyordu. Burası, hayallerin peşinden gitmek için en doğru yerdi. Bu dönemde, yalnız kalmanın, kendimi bulmanın ve bazen de kaybolmanın değerini öğrendim. Ama bir şey daha öğrendim: Gerçek mutluluk, insanın yalnızca kendi yolunda ilerlemesiyle değil, o yolculukta başkalarıyla birleşmesiyle anlam kazanır. Hayatımın bu döneminde, yıllar geçtikçe ne kadar büyük bir içsel huzura sahip olduğumu fark ettim. Sevgiyi, birlikte olmanın anlamını daha derinden kavradım. Hayatın bana öğrettiği en önemli şeylerden biri de, aşkın sadece romantik bir duygu olmadığını, aynı zamanda yaşamı paylaşmanın, yan yana olmanın, birinin yanında olmak kadar güçlü bir bağ olduğunu anlamamdı. Birlikte yaşamak, her anı birlikte keşfetmek, sevinçleri ve acıları paylaşmak… Tüm bunlar, yaşamanın esas anlamını oluşturuyordu. Kendimi yalnız hissettiğimde, sevdiğim insanlarla birlikte olmanın bir tutku olduğunu fark ettim. Çünkü gerçek mutluluk, bir insanın kalbinde bir başkasıyla bulduğu huzurdu. İşte bu huzur, hayatın zorluklarına rağmen gülümseyebilmenin, gözlerimdeki parıltıyı kaybetmemenin sırrıdır.
Çok geçmeden, hayatımda birini buldum. O kişiyle uzun yıllar boyunca birbirimizi anlamaya, büyütmeye, hayatı paylaşmaya başladık. Birlikte kurduğumuz hayat, bana zamanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyordu. Yıllar geçtikçe, birlikte daha çok şey öğrendik. Bazen sessizce oturup, gözlerimizin içinde yılların biriktiğini fark ediyorduk. Sevgi, zamanla daha derin bir anlam kazanıyor, biz de birlikte büyüyorduk.
Bugün geldiğim noktada, hayatın anlamını bulmanın tek bir yolunun olmadığını biliyorum. İnsan, sevgiyle, tutku ile yaşarsa; en karanlık zamanlarda bile bir ışık yakabilir. Benim için, hayatın anlamı sadece "kendi yolumu" bulmak değil, aynı zamanda bu yolculukta başkalarıyla da anlam yaratmak ve birlikte uzun yıllar mutlu olabilmekti. Yaşamak, tutkuların peşinden gitmek ve hayatın her anını kıymetini bilerek paylaşmak demektir. Bazen bir insanı sevmenin ve o insanla bir hayat kurmanın en büyük tutku olduğunu düşünüyorum. İşte hayatın bu yönü, bana gerçek anlamını ve huzurunu verdi.
Ben, yaşamın bir tutku olduğuna inanan bir kadınım. Ve bu tutku, birlikte geçen uzun yılların her anını paylaşmak, birlikte büyümek ve sevmenin gücüne inanmaktan geçiyor. Çünkü hayatın en büyük anlamı, sonunda yalnızca birlikte olmanın güzelliğinde yatıyor.
Çocukken çok kitap okurdum. Romanlar, şiirler, öyküler… Her biri bana dünyanın farklı renklerini, seslerini ve yüzlerini tanıttı. O zamanlar, hayatın bir yolculuk olduğunu ve o yolculukta sadece kendime değil, başkalarına da anlam katmayı çok istediğimi fark ettim. Birlikte olmanın, bir yolda yürürken yan yana ilerlemenin, en büyük haz olduğunu düşündüm.
Gençliğimin başında, dış dünyaya dair umutlarım ve beklentilerim büyüdü. Ailem tarafından yönlendirilmiş, ama aynı zamanda içsel dünyamda bir şeylerin daha farklı olmasını isteyen bir kızdım. Genç bir kadın olarak, bana çizilen yoldan sapmam gerektiğini fark ettim. Üniversiteye gitmek, yeni insanlarla tanışmak, dünyayı farklı gözlerle görmek istiyordum.
izmir’e taşındım. Bu şehir, enerjisiyle beni büyüledi. Her sokak, her insan, her an bir başka fırsat sunuyordu. Burası, hayallerin peşinden gitmek için en doğru yerdi. Bu dönemde, yalnız kalmanın, kendimi bulmanın ve bazen de kaybolmanın değerini öğrendim. Ama bir şey daha öğrendim: Gerçek mutluluk, insanın yalnızca kendi yolunda ilerlemesiyle değil, o yolculukta başkalarıyla birleşmesiyle anlam kazanır. Hayatımın bu döneminde, yıllar geçtikçe ne kadar büyük bir içsel huzura sahip olduğumu fark ettim. Sevgiyi, birlikte olmanın anlamını daha derinden kavradım. Hayatın bana öğrettiği en önemli şeylerden biri de, aşkın sadece romantik bir duygu olmadığını, aynı zamanda yaşamı paylaşmanın, yan yana olmanın, birinin yanında olmak kadar güçlü bir bağ olduğunu anlamamdı. Birlikte yaşamak, her anı birlikte keşfetmek, sevinçleri ve acıları paylaşmak… Tüm bunlar, yaşamanın esas anlamını oluşturuyordu. Kendimi yalnız hissettiğimde, sevdiğim insanlarla birlikte olmanın bir tutku olduğunu fark ettim. Çünkü gerçek mutluluk, bir insanın kalbinde bir başkasıyla bulduğu huzurdu. İşte bu huzur, hayatın zorluklarına rağmen gülümseyebilmenin, gözlerimdeki parıltıyı kaybetmemenin sırrıdır.
Çok geçmeden, hayatımda birini buldum. O kişiyle uzun yıllar boyunca birbirimizi anlamaya, büyütmeye, hayatı paylaşmaya başladık. Birlikte kurduğumuz hayat, bana zamanın ne kadar değerli olduğunu hatırlatıyordu. Yıllar geçtikçe, birlikte daha çok şey öğrendik. Bazen sessizce oturup, gözlerimizin içinde yılların biriktiğini fark ediyorduk. Sevgi, zamanla daha derin bir anlam kazanıyor, biz de birlikte büyüyorduk.
Bugün geldiğim noktada, hayatın anlamını bulmanın tek bir yolunun olmadığını biliyorum. İnsan, sevgiyle, tutku ile yaşarsa; en karanlık zamanlarda bile bir ışık yakabilir. Benim için, hayatın anlamı sadece "kendi yolumu" bulmak değil, aynı zamanda bu yolculukta başkalarıyla da anlam yaratmak ve birlikte uzun yıllar mutlu olabilmekti. Yaşamak, tutkuların peşinden gitmek ve hayatın her anını kıymetini bilerek paylaşmak demektir. Bazen bir insanı sevmenin ve o insanla bir hayat kurmanın en büyük tutku olduğunu düşünüyorum. İşte hayatın bu yönü, bana gerçek anlamını ve huzurunu verdi.
Ben, yaşamın bir tutku olduğuna inanan bir kadınım. Ve bu tutku, birlikte geçen uzun yılların her anını paylaşmak, birlikte büyümek ve sevmenin gücüne inanmaktan geçiyor. Çünkü hayatın en büyük anlamı, sonunda yalnızca birlikte olmanın güzelliğinde yatıyor.
ÖYKÜ
Biz profilleri ne kadar incelesekte !
* Sahte arkadaşlık dolandırıcılığına dikkat ediniz!
* Hiç kimseye para göndermeyin!
* Yanınıza gelmek için para isteyenlere inanmayın!
* Kötü niyetli profilleri şikayet et butonundan bildiriniz!
* Hiç kimseye para göndermeyin!
* Yanınıza gelmek için para isteyenlere inanmayın!
* Kötü niyetli profilleri şikayet et butonundan bildiriniz!
BENZER PROFİLLER
Bartın, Bekar
İstanbul, Bekar
İstanbul, Bekar
İstanbul, Bekar
İstanbul, Bekar